Cilt hastalıkları nelerdir?

0

AKNE
Aknenin toplumda bilinen yaygın adı sivilcedir. Birçok insanda belli dönemlerde yoğun olarak görülürken bazı insanlarda ise tüm yaşamları boyunca görülür. Aknenin oluşmasını tetikleyen birkaç etken vardır. Genel olarak deri altında yağ üretimi ile görevli bezlerin ve kıl köklerinin çeşitli nedenlerden dolayı tıkanmasından dolayı insanlarda akne oluşumu gözlenir. İnsan vücudunun cildi nemli tutmayı sağlayan sebum üretimini artırması, gereksiz olan sebum hücrelerinin ölmesine neden olur. Bunun sonucunda ölü sebum hücrelerinin gözeneklere sıkışması sonucunda beyaz ya da siyah nokta oluşumu gözlenir. Bu durumda insan vücudunda yaşayan bakteriler, gözenekler içinde hapsolur ve akneler ortaya çıkar. Genel olarak alın, göğüs, yüz, omuzlarda ve üst sırtta rastlanır. Akne, insanın doğumundan itibaren her yaşta ortaya çıksa da yaygın olarak gençlerde görülür. Akne; hormon dengesizliği, kullanılan ilaçlar ve aşırı şekerli gıdalardan dolayı yoğunlaşabilir. Bu nedenle insanların beslenmelerine ve kullandıkları ilaçlara dikkat etmesi gerekir.

EGZAMA
Egzama, cildin kızarmasına ve kaşınmasına neden olan bir tür cilt hastalığıdır. Akne gibi egzama da her yaştan insanda görülebilir, yoğun olarak çocuklarda ortaya çıkar. Bilimsel olarak atopik dermatit olarak adlandırılan egzama, bazı hastalarda kronik olabilir, bazı hastalarda ise dönem dönem ortaya çıkar. Kronik egzama hastalarının ömür boyu bu hastalıkla yaşamaya alışması gerekir. Bazı nadir durumlarda egzamaya astım veya saman nezlesi eşlik edebilir. Henüz egzamanın kesin bir tedavisi bulunabilmiş değildir. Ancak uygulanan tedaviler ve kişisel bakımlar egzamanın ortaya çıkardığı kaşıntıyı önleyebilir ve yeni salgınların ortaya çıkmasının önüne geçebilir. Egzamalı hastalar sert sabunlardan kaçınmalı, cildi düzenli olarak nemlendirmeli ve doktorun önerdiği kremlerden faydalanmalı, böylece hastalığın hafiflemesini sağlamalıdır. Aksi takdirde egzamanın cildin diğer yerlerine yayılması durumu da görülebilir.

KURDEŞEN (ÜRTİKER)
Kurdeşen ciltte ortaya çıkan ve kısa sürede kaybolan, böcek veya sinek ısırığına benzeyen, kırmızı veya ten rengi şeklindeki küçük yumrulardır. Deri döküntülerinin kurdeşen olma ihtimali vardır ve bu döküntülere kaşıntı eşlik eder. Ürtiker olarak da bilinen kurdeşen, dünya üzerinde bulunan insanların yaklaşık olarak yüzde 20’lik kısmını yaşamlarının bir kısmında etkiler. Çizilme, alkollü içecekler, egzersiz veya duygusal değişimler kurdeşenin ve kaşıntının şiddetini artırabilir. Kurdeşen belirtisi görülmesi halinde muayene olunması gerekir. Doktorun vereceği krem ve merhemler kurdeşenin belirtilerinin hafiflemesini, ortadan kalkmasını sağlar.

UÇUK VE ZONA
Varicella zoster adı verilen ve suçiçeği hastalığına da neden olan virüsün sebebiyet verdiği sinir iltihabına zona denir. Suçiçeği çocukluk döneminde ortaya çıkar ve bulaşıcıdır, bu hastalık ilerleyen yaşlarda zona olarak kendini yeniden gösterebilir. Suçiçeği geçirdikten sonra sinir köklerinde uyur vaziyete geçen virüs zonayı oluşturur. Vücudun zayıfladığı bir dönemde de zona hastalığı ortaya çıkar. Uçuk ise herpeks simpleks adlı virüse bağlı olarak ortaya çıkar. Genel olarak ağız, dudak ve diş etinde yaralar olarak kendini gösterir. Bu yaralar içleri sıvı ile dolu, ağrılı ve kümeler halinde ortaya çıkar. Uçuk virüsü, insan vücuduna yerleşir ve insan ömrü boyunca vücutta kalır. Zona virüsü gibi uçuk virüsü de vücut direncinin düştüğü zamanlarda ortaya çıkar. Doktor önerisine uyularak krem veya merhem hastalığın hafiflemesine yardımcı olur.

SEDEF HASTALIĞI
Sedef hastalığının oluşmasında artan cilt hücresi üretimi etkilidir. Sedef ciltte pullarla kaplı, kırmızı, kabuklu lekelerin oluşmasına neden olur. Bu lekeler genel olarak dirseklerde, dizlerde, kafa derisi ve sırtta gözükse de vücudun herhangi bir noktasında da ortaya çıkabilir. Bazı hastalarda kaşıntı ve ağrı gözlenir. Herhangi bir yaş grubu, hastalığa daha yatkın değildir, her yaştan insanda sedef hastalığı görülmesi mümkündür. Her hastada hastalık aynı seyirde ilerlemez, kimi hastalarda kaşıntılar ve ağrılar daha şiddetli iken kimilerinde daha hafif olabilir. Hastalığın tedavisi için D vitamini analogları veya topikal kortikosteroidler kullanılır. Bu uygulamalar, kremler ve merhemler ile sağlanır. Bu tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı hastalarda daha sistematik tedaviler uygulanır. Bu tedavi yöntemleri, oral veya enjekte edilmiş ilaçları kapsar.

MANTAR ENFEKSİYONLARI
Mantar enfeksiyonları, cilt hastalıklarının içerisinde çok büyük bir paya sahiptir. Mantarın tedavi edilmemesi başka enfeksiyonların da bu hastalığa eklenmesine sebep olabilir. Lenfanjit adı verilen lenf bezi iltihaplarına yol açma ihtimali vardır. Mantar enfeksiyonlarının birçok çeşidi vardır. Bunlardan en yaygın olanları tırnak mantarları, kasık mantarları, vücut mantarı ve genital bölge mantarlarıdır. Tırnak mantarları tırnağı şeklinin bozulmasına ve kırılmalara yol açar. Kasık mantarları uyluk bölgesinde ortaya çıkar ve kızarıklık, kaşıntı ve su toplaması şeklinde kendini gösterir. Vücut mantarları ise vücudun her bölgesinde görülebilir. Yine kaşıntı, kızarıklık ve su toplaması şeklinde kendini gösterir. Genital bölge mantarları ise kadınlarda vajinal mantar olarak yaygın şekilde görülür. Kaşıntı, koku ve akıntı olarak kendini gösterir. Doktorun önerdiği krem ve merhemler kullanılarak mantarların tedavisi mümkündür.

CİLT KANSERİ
Cilt kanseri, cilt hücrelerinin anormal olarak büyümesi ile genel olarak yoğun şekilde güneşe maruz kalan insanlarda görülür. Ancak yalnızca cildin güneş gören bölgelerinde ortaya çıkmaz. Vücudun her noktasında cilt kanseri görülme olasılığı vardır. Bazal hücreli karsinom, yassı hücreli karsinom ve melanom olarak üç farklı şekilde görülür. Ultraviyole ışınlara maruz kalma süresi azaltılarak cilt kanserinden kaçınılabilir. Böylece cilt kanseri riskinin azaltılması söz konusudur. Güneşin yoğun olduğu zamanlarda vücut kremi kullanmadan güneşe çıkmak riski artırır. Genel olarak güneşle direk teması olan kafa derisi, yüz, dudaklar, kulaklar, boyun, göğüs, kollar ve ellerde görülür. Kadınlar özelinde ise bacaklarda görülme olasılığı daha yüksektir. Nadiren de olsa avuç içi, el ve ayak tırnaklarında da cilt kanseri görülme riski vardır. Yapılan araştırmalar açık cilt rengine sahip kişilerin cilt kanserine daha çok yakalandıklarını ortaya koymuştur. Ancak bu koyu tenli insanları cilt kanserine yakalanmadığı anlamına gelmez. Daha düşük oranlı da olsa koyu tenli insanlarda da cilt kanseri ortaya çıkar. Dondurucu, eksizyonel cerrahi, mohs ameliyatı, kürtaj ve elektrodesikasyon veya kriyoterapi, radyasyon tedavisi, kemoterapi, fotodinamik tedavi ve biyolojik tedavi olmak üzere birkaç çeşit tedavisi mümkündür.

Dr. Semra Akıntürk
X